Yenidoğan Çetesi soruşturmasıyla birlikte, olayların yaşandığı hastanelerle ilgili iddiaların ardı arkası kesilmiyor. İsmi iddianamede yer almayan ancak çocuğu o hastanelere yatırılıp, engelli kalan çok sayıda aile var. O ailelerin iddiaları, Yenidoğan Çetesi'nin kirli faaliyetlerine bilinenden çok daha uzun süredir devam ettiği yönünde.
Dilber Kartal'ın 2019'da bir kaç hafta erken doğan bebeğinin, akciğer gelişimi için yenidoğan ünitesine yatırılması gerekti. 112 Acil'den tam teşekküllü bir hastane için ambulans istendi.
Yenidoğan Çetesi o sırada devreye girdiğini iddia eden Kartal, "Eşim diyor ki Kanuni'ye götürelim araştırma hastanesi olduğu için. Görevli diyor ki bu hastane daha iyi, daha yakın, oraya gidene kadar senin çocuğun dayanmaz. Sonra eşim de bilmediği için tabii demiş. Reyap Hastanesi'ne götürüyorlar. Fırat Sarı ile birebir görüşüyor. İki kilo dört yüz kırk gram doğurduğum çocuğum, bir kilo iki yüz elli grama düştü. Benim çocuğuma hiçbir ilaç vermemiş, kesmiş. Resmen benim çocuğumu ölüme terketmiş. Şu an benim çocuğum engelli, Fırat Sarı yüzünden." diyerek isyan etti.
Kartal Ailesi'nin iddiasına göre, bebekleri "en çok 20 gün sürer" denilerek yenidoğan ünitesine yatırıldı.
Kartal Ailesi'nin bebeği yaklaşık 4 ay hastanede yattı. Çıktığındaysa hareketleri sağlıklı bir bebeğinkinden çok daha gerideydi. Bugün 5 yaşına yaklaşan çocukta zekâ geriliği ve bedensel engeller bulunuyor.
Aile durumdan Reyap Hastanesi yöneticilerini de sorumlu tuttu. Dilber Kartal, "Hepsi biliyordu. Yani bir insan hastanesine gelir, illa ne olduğunu biliyordur. Sonuçta bunun muhasebesi her şeyi tutuluyor. Hepsinin ben cezasını çekmesini istiyorum." diyerek sorumluların ceza almasını istedi. Kartal Ailesi, Yenidoğan Çetesi'nin faaliyetlerine beş yıldan uzun süredir devam ettiğini belirtip, 112 Acil Servis içinde de üyelerinin olduğunu iddia ediyor.