Uluslararası Adalet Divanı'nda görülen duruşmanın ikinci gününde, Güney Afrika, Suudi Arabistan, Hollanda ve Belçika heyetleri konuşma yaptı. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'ne göre zorla yerinden etmenin "savaş suçu" teşkil ettiğini söyleyen Hollanda heyeti, işgalin "doğası gereği geçici olduğunu" bu durumun kalıcı olması halinde "ilhak" olarak nitelendirilebileceğini belirtti. Belçika, İsrail'in, Filistin topraklarının demografik yapısını değiştirmek istediğini söyledi.
Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) görülen ve Doğu Kudüs ile Batı Şeria'daki işgal ve uygulamaların, hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşma, ikinci gününde devam ediyor.
Güney Afrika, Uluslararası Adalet Divanı'na, İsrail aleyhine soykırım davası açmıştı. O davadan farklı olarak Lahey'deki mahkeme bu kez Birleşmiş Milletlerin talebi üzerine İsrail işgalini görüşmek üzere toplandı.
İsrail'in "meşruiyetini tanımadığı" duruşmada ikinci günün ilk konuşmasını yapan Güney Afrika heyeti, "İsrail'in son 4 ayda 30 bin kişinin ölümüne yol açan meydan okuması sadece bir istatistik değil, Filistin halkının eti, kanıdır" ifadelerini kullandı.
Heyet ayrıca "dünyanın Gazzelilerin en temel yaşam hakkı ilkelerini ihlal eden, hız ve şiddet bakımından eşi benzeri görülmemiş bir saldırıya tanık olduğunu" söyledi.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki, dün, duruşmanın açılışında yaptığı konuşmada, işgalin derhal son erdirilmesini talep etmiş, "Filistinlilere, evlerini terk etmek, boyun eğmek ya da ölümden başka seçenek bırakılmadığını belirtmişti.
Mahkemeden "kendi kaderini tayin hakkı" isteyen Maliki, "İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığının" bir kez daha altını çizmişti.
SUUDİ ARABİSTAN: İSRAİL'İN BARIŞA NİYETİ YOK
Suudi Arabistan da Filistin topraklarında on yıllardır süren İsrail işgalinin sona erdirilmesi çağrısında bulunarak işgali "yasadışı" olarak nitelendirdi. Suudi Büyükelçi Ziad Al-Atiyah, "İsrail'in eylemleri barış yapmaya niyeti olmadığını gösteriyor" dedi. Atiyah, İsrail'in iki milyon dönümden fazla toprağı ilhak ederek ve Batı Şeria'da 279'dan fazla yasadışı yerleşim yeri inşa ederek bir Filistin devletinin kurulmasını "imkansız" hale getirdiğini söyledi. İsrail'in iki devletli çözümü reddetmesinin, Filistin halkını kendi devletine sahip olma hakkından mahrum bırakma niyetini gösterdiğini ifade eden Atiyah, "İsrail, Filistinlilere yönelik muamelesiyle ilgili temel uluslararası yükümlülüklerini en ağır şekilde ihlal etmiştir" diye ekledi.
HOLLANDA: İLHAK OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR
Hollanda heyeti, işgalin "doğası gereği geçici olduğunu" bu durumun kalıcı olması halinde "ilhak" olarak nitelendirilebileceğini belirtti.
Hollanda Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı ve Amsterdam Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesör René Lefeber, işgal hukukuna göre işgalci gücün kendi nüfusunu söz konusu topraklara yerleştiremeyeceğine dikkati çekerek, "İşgal altındaki topraklar üzerinde egemenlik kurulamaz ve işgal altındaki topraklar ilhak edilemez" ifadesini kullandı. İşgal altındaki topraklarda yaşayan halkın zorla yerinden edilmesinin de yasaklandığını hatırlatan Lefeber, bu tür eylemlerin Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'ne göre "savaş suçu" teşkil ettiğini söyledi. Lefeber, halkların kendi kaderini tayin hakkının "daimi, sürekli, evrensel ve değişmez nitelikte" olduğunun altını çizerek, bu hakkın uluslararası anlaşmalarla güvenceye alındığını vurguladı.
Belçika heyeti de İsrail'in, uluslararası hukuka göre yasa dışı yerleşimlerle, Filistin topraklarının demografik yapısını değiştirmek istediğine dikkat çekti.