Kıbrıs Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü'nde Omurgasız Hayvanlar Uzmanı Kadir Boğaç Kunt, örümcekler üzerine yaptığı uzmanlık tezi araştırmaları kapsamında Antalya'da 8 yeni örümcek türü keşfetti.
Omurgasız Hayvanlar Uzmanı Kadir Boğaç Kunt, Eskişehir Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Recep Sulhi Özkütük'ün danışmanlığında yaptığı 'Antalya ili Harpacteinae (Araneae, Dysderidae) Faunası' başlıklı uzmanlık tezi kapsamında, 8 yeni örümcek türü keşfetti.
Kadir Boğaç Kunt ve Doç. Dr. Recep Sulhi Özkütük tarafından tamamı Antalya'da keşfedilen yeni 8 örümcek türü Zootaxa dergisinde yayımlanarak dünya literatürüne girdi.
Kıbrıs Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü'nde Türkiye ve Kıbrıs başta olmak üzere Akdeniz havzasında dağılım gösteren örümcek türleri ile mağara omurgasızları üzerine araştırmalar yapan Kadir Boğaç Kunt, 2009- 2017 yılları arasında Antalya'da 79 farklı istasyondan toplanan 272'si ergin erkek, 366'sı ergin dişi ve 241'i ise erginaltı olmak üzere toplamda 879 Harpactein örümcek örneği incelendiğini belirtti.
Keşfedilen örümceklerden 3'ünün Dasumia, 5'inin ise Harpactea cinsine ait olduğunu belirten Kunt, örümcek türlerini şöyle sıraladı: "Bunlardan Antalya'ya atfettiğimiz Dasumia antalyaensis Finike civarından toplandı. Diğer türlerden Dasumia capacii Kemer'de, Dasumia yagmuri Kumluca'da, Harpactea bilecenoglui Alanya'da, Harpactea elverici Alanya ve Gazipaşa'da, Harpactea bilgenur Elmalı ve Kaş'ta, Harpactea kankilicorum Kemer'de, Harpactea yanardagi Döşemealtı ilçelerinde dağılım gösteriyor. Mevcut bilgilerimize göre keşfedilen örümcek türlerinin tamamı endemik ve dağılımları oldukça sınırlı. Örneğin Harpactea bilecenoglui sadece Alanya Kalesi ve civarında dağılmakta."
Örümceklere ilişkin en önemli sorulardan birinin de zehirli olup olmadıklarına ilişkin olduğuna dikkat çeken Kunt, “Günümüzde dünya genelinde 136 familyaya ait yaklaşık 52 bin örümcek türü dağılım göstermektedir. Bunlardan bir familya haricinde tamamı zehir bezi taşır. Ancak bunların pek azının zehri insan için tıbbi önem arz eder. Nitekim keşfedilen yeni türler de zehir bezi taşımakla birlikte zehirlerini insana zerk edebilecek yeterli donanıma sahip değillerdir. Kaldı ki zerk edebilselerdi dahi zehir miktarı çok küçük olacağından insan için tıbbi sorun yaratmayacaktır" dedi.
Kadir Boğaç Kunt, memleketinin Antalya olmasının önemli etken olduğunu söyleyerek, “Ayrıca her ne kadar önemli ölçüde habitat kayıpları yaşansa da Antalya eşsiz bir doğaya sahip. Jeomorfolojisi müthiş; dağlar, derin vadiler, mağaralar, düdenler vesaire" diye konuştu.
Harpactea örümceklerin bağlı bulundukları Dysderidae familyasının diğer mensupları gibi genel olarak serbest dolaşan, gündüzleri istirahat ağlarında geçirip, geceleri ise avlanan türler olduğunu belirten Kunt, şu bilgileri verdi:
“Sıcak ve nemi sevmelerinden ötürü genel olarak ormanaltı yaprak döküntüleri içerisinde, dağ yamaçlarındaki çarşak bayırlarının hemen altında ve mağaralarda aranıp, toplanmışlardır. Ekosistem için önemleri, eklembacaklılar içerisinde böcekler karasal, kabuklular ise deniz ve tatlı su habitatlarının tür çeşitliliği bakımından baskın hayvanlarıdır. Karasal habitatlarda böceklerden sonra hakimiyet örümceğimsiler sınıfındadır. Örümceğimsiler hem tür çeşitliliği bakımından zengindir hem de böcekler üzerinde avcı baskısı görevini yerine getirdikleri için ekosistemin işleyişi bakımından kilit bir rol üstlenirler. Örneğin örümceğimsilerin en popüler takımlarından bir tanesi olan örümceklerin küresel ölçekte her yıl 400-800 milyon ton böceği avladıkları bilinen bir gerçektir. Yeni keşfedilen Harpactea örümcekler genel olarak toprak faunasının birer elemanı olduklarından ve toprak oluşumuna yardımcı küçük eklem bacaklı canlılarla beslendiklerinden karasal ekosistemlerde toprak oluşumunu düzenlemektedirler." (DHA)